Ekibinizin Bağlılığını Artırmak İçin 5 İpucu

Yaşadığımız ekonomik belirsizlikler, teknolojik olanakların yapay zeka başta olmak üzere hızlı gelişimi ve pandemi deneyimi, pek çoğumuzun dünyayı algılayışını etkilediği gibi, kurumların ve çalışanların birbirine yönelik beklentilerini de dönüştürdü. Kurumlar bir yandan daha odaklı çalışmak, çalışanlar da yaşam alanlarına daha çok sahip çıkmak istiyor. Bir anlamıyla verimlilikle esnekliği eşgüdümlü olarak artırmaya çalışan yeni bir yaklaşımın yükselişine tanık oluyoruz. Şirketlerin sağlıklı ve uzun erimde verimli işleyişini güvence altına almak için başvurulan öncelikli yöntem, çalışan bağlılığını artırmak. Kurumuyla karşılıklı güven ilişkisi kuran, emeğinin karşılık bulduğunu hisseden ve böylece kurumuyla kurduğu profesyonel bağı duygusal bir yatırıma da çevirerek mutluluk ve istekle çalışan beyaz yakalılar hem kendi kariyer gelişimleri, hem kurumlarının verimliliği ve başarısı için büyük bir potansiyel taşıyor. Değişkenlerle dolu dünyamızda kurumların çalışanlarıyla bağ kurmasını ve profesyonel verimliliği artırmayı sağlayacak türlü yollar bulunuyor. Bunların temelinde iş tanımının ve ücret beklentilerinin karşılıklı isteklere ve beklentilere dayalı olarak sağlıklı ve gerçekçi biçimde yapılandırılması ve bu yapının kurumsal ilişkilerde bir zemin oluşturması varsa, bu zemin üzerine beş aşamalı bir bağlılık yapısı yerleştirerek geleceğe daha güvenle bakan kurumlar elde etmek de mümkün. Öyleyse çalışan bağlılığını artırmak için ne yapılabilir? Öncelikle,** çalışan**ların başarıları için takdir gördüğünü bilmesi gerekir. Her şirket, her kademeden çalışanının emeği ve ortak vizyonuyla yükselir, bu nedenle çalışanların da bulundukları yerde gösterdikleri çabanın karşılığını yalnızca ekonomik anlamda değil, kişisel tatmin yoluyla da aldığını hissetmesi gerekir. Başarılar ödüllendirilmeli, çalışanların emeğine ve duygusal yatırımına sahip çıkılmalıdır. Bunun yolu ek ödemeler, yan haklar, ödüller ya da topluluk önünde edilen teşekkürler olabileceği gibi, yeri geldiğinde sade bir teşekkür mesajı da olabilir. Yöneticilerin, çalışanlarıyla bu bağlamda birebir ve canlı iletişim kurması büyük fark ve avantaj yaratır. Çalışanlar kurumların işleyişine katılmalıdır. Elbette her şirketin kendine özgü bir yönetim şeması ve hiyerarşisi vardır, ancak her kademede çalışanın, yaptığı iş üzerinde söz söyleme ve hem işini, hem kurumunu sahiplenme hak ve olanağı olmalıdır. Karar verme süreçlerine katılmaları, hem kişisel hem profesyonel yaşamlarını etkileyecek konularda görüşlerine başvurulması ve en azından yorumlarının dinlendiğini bilmeleri, kurum işlerliği ve çalışan bağlılığı için olmazsa olmazdır. Yöneticiler,** çalışan**larıyla açık ve şeffaf iletişim kurmalıdır. Kurumlar; yöneticileri ve çalışanlarıyla ortak bir amaçta buluşarak, üst düzeyde işlevsel bir anlayışla çalışırsa başarılı olur. Bunun sağlanması için hem gündelik ve kişisel iletişimde, hem de kurumsal amaç ve yöntemlerin belirlenip uygulanmasında açık ve şeffaf davranılması kurumsal operasyonları pürüzsüzleştireceği gibi, çalışanları ve kurumun tüm bileşenlerini ortak bir amaçta birleştirmekte de büyük önem taşır. Kurumlar, çalışanların kişisel ve profesyonel gelişimine katkı sağlamalıdır. Şirketler çalışanlarıyla birlikte gelişir ve büyür. Kariyerini ilerletmek ve yaşam standardını yükseltmek için kurum bünyesinde sunulan olanaklardan yararlanabilen çalışanlar, daha iyi seçenek arayışıyla başka kurumlara yönelmez. Eğitim programları, çalışanları geliştirecek etkinlik ve uygulamalar, çalışanlara beceri kazandırarak kurum içinde yükselmelerini sağlayacak yöntemler ve terfi uygulamaları hem çalışan bağlılığını artırır, hem de çalışanların gelişimi yoluyla şirketlerin verimliliğini artırır. Çalışma koşullarında esneklik sağlanmalıdır. Pandemi sonrası dönemde uzaktan ya da hibrit çalışma gibi uygulamaların yaygınlık kazanması ve bunlara yer yer dört günlük iş haftası gibi yöntemlerin eklenmesi, hem çalışanların bu uygulamaları benimseyen kurumlara yönelmesini, hem de böylece çalışanlara sunulan iş imkanlarında bölge sınırlamalarının aşılmasını sağladı. Bu uygulamaların verimli ve ustaca kullanımı, kurumları çalışanlar için daha cazip hale getirir, çalışanların iş-yaşam dengesine de katkı sağlar. Çalışan bağlılığının işyerinde güven, açık iletişim, karşılıklı etkileşim ve katkı yollarıyla sağlanması yalnızca kurumların çalışanları elde tutmasına yaramaz. Daha sağlıklı ve dengeli bir çalışma ortamı sağlayarak verimliliği ve işlevselliği artırır, çalışanlara kendilerini geliştirecek olanakların verilmesi sayesinde bir deneyim birikimi oluşturur ve bu da verimliliği artırmanın yanında uzun erimli bir kurum kültürünün yerleştirilmesinde etkili olur.